Yenilik

FERRARI DAYTONA SP3 YENİ İKON

LaFerrari’yi hibrit donanımı olmadan hayal ettiğiniz günleri ve 330 P4’ün yeniden hayat bulmasını istediğinizi hatırlıyor musunuz? İşte bunlar gerçek oluyor.

Son dönemde çıkan 812 Competizione ile V12’nin son dansı olduğunu düşünenlerin yanılması için çok fazla zaman geçmesi gerekmedi. İşte karşınızda sınırlı üretim Daytona SP3. Bu araç, Maranello’nun 60’lardaki yarış aracı efsanesine gönderme yapılıyor. Ayrıca hibrit LaFerrari’den bu yana yapılan ilk ortadan motorlu V12. Sadece Ferrari’nin en sadık müşterilerine sunulan SP3, üçüncü Icona modeli olarak SP1 ve SP2 Monza’yı izliyor. İsmi kafanızı mı karıştırdı? Karışmasın. Eski Daytona, yani 365 GTB/4 resmi olarak hiçbir zaman bu ismi taşımadı ve bir araçtan çok o dönemi hatırlatıyor. Yeni Daytona, yani SP3 iki babadan doğan bir araç: 1960’ta Ferrari’de çalışmaya başlayan ve birçok dayanıklılık yarış aracı tasarlayan mühendis Mauro Forghieri; Diğer isim ise Maranello’nun mevcut şef tasarım sorumlusu Flavio Manzoni.
Forghieri, 1960’lı yıllarda Ferrari’nin güzel prototip yarış araçlarını tasarlıyordu. Bu köken 250 P ile başladı ve 330 P4 ile zirve yaptı. Mauro Forghieri 330 P4’ü en harika işi olarak gösteriyor. Bu araçlar 1967 24 Saat Daytona’da 1, 2 ve üçüncü sırayı almışlardı. Şimdi ise üçüncü Icona modeli olarak bu isim karşımıza çıkıyor. Bu araçta hız, romantizm ve dönemin sihri serbest bırakıldı. SP3, 2 milyon Euro fiyatla şu ana kadarki en pahalı Icona oldu. Ayrıca daha yüksek adetlerde üretilecek (Monza’lar 499 adet üretilirken, bu araçtan 599 adet olacak). Teslimatlar 2022’nin sonunda başlayacak. Şu
anda son Monza araçları yapılıyor ve SP3 de aynı hatta üretilecek. Üretim 2023 ve 2024’te de devam edecek.

599 adet aracın hepsi satıldı ama Ferrari’nin Icona serisinin devam edeceğine dair bir onayı var. Bu üçü gibi tüm Icona’lar Maranello tarihinin en çarpıcı bölümlerinden ilham alacak. Manzoni, vizyoner kalarak geçmişten izler
taşıdıklarını söylüyor. Aynı zamanda Ferrari’nin fanlarının da kalbini çalacaklar. LaFerrari ve sonradan gelen
araçlar ise yeni teknolojileri ve saf performans peşinde koşacak. Ferrari süper otomobillerin teknik olarak çok talepkar ve performans hedeflerinin çok zorlayıcı olduğunu ifade etti. SP3, ilham aldığı araca uygun şekilde ortaya konumlandırılan V12 motara sahip. Bu eski bir V12 değil; şu ana kadar yapılmış en güçlü V12 Ferrari; 840 HP güç üreten motor, 9500 d/dak
devir çevirebiliyor. Tork değeri ise 697 Nm. F140HC isimli motor, 812 Competizione’deki F140HB gibi ve aynı 6.5 litre V12 düzene ve 65 derece silindir açısına sahip. Sonuç olarak aynı 9600 d/dak devir limitini sunuyor. Diğer yandan motorun içerisinde daha az sürtünmeye sahip parçaşlar, titanyum biyeller, yeniden dengelenmiş ve 812 Superfast’a göre yüzde 3 daha hafif krank gibi yenilikler bulunuyor. Yeni egzoz sistemi ise, SP3’ün Competizione’ye göre güç avantajı sunmasını
sağlıyor. SP1 ve SP2 Monza’lar 812 Superfast üzerine yapılırken; SP3 ise LaFerrari Aperta’dan yararlanıyor. Ancak hibrit sistemi hariç tutuldu. Bu sayede ağırlık tasarrufu elde edildi. Ferrari, SP3’ün kuru ağırlığının 1485 kg olduğunu iddia
ediyor. Ağırlık dağımı ise önden arka 44:56 oranında oldu. Yine de Aperta 1365 kg ile daha hafif. SP3’te yer alan iki hava ‘bacası’ aracın üzerindeki yüksek basıncı alarak arka kanada taşıyor. Bu, Marenello’nun şu ana kadar pasif aero araçları arasında aerodinamik olarak en verimli araç iddiasını ortaya atmasının sebeplerinden biri. 200 km/s hızda 230 kg yere
basma gücü üretebiliyor. Tasarım referansları gibi performans da geçmişteki gibi etkileyici. Bir yarış otomobili gibi alçakta oturuyorsunuz kollarınız düz bir şekilde duruyor ve yüzünüz kararlılıkla ileriyor bakıyor. Ama bunlar dışında Daytona SP3’ün rakamlarında hiçbir retro yan yok: 0-100 km/s hızlanması 2.85 saniye; 0-200 km/s hızlanması 7.4 saniye ve maksimum hız 340 km/s’yi aşıyor. Tüm bunlarda değiştirilmeden aktarılan yedi ileri DCT şanzımanın payı var. SP3 her açıdan saflığı kovalasa da, manuel şanzıman ile analog his daha ileriye taşınmamış. Şef teknik sorumlu Michael Leiters, “Bunun nostaljik bir araç depğil safkan bir otomobil olduğunu söylemek önemli” diyor.

“Üzerinde teknolojiye sahip. Manuel vites kutusu bir nostalji olurdu.” Manzoni de onu destekleyerek şunları söylüyor: “Net bir fikirle başladık. Spor prototip konseptinin modern yorumunu yapmak istedik. Bunu çağrtıştıran bir şekle sahip ama hiçbir nostalji yok. Proje geleceğe gidiyor. Ferrari’nin efsanelerinden unsurlar var ama bunları açık bir şekilde göstermedik. Her yerde retro görebilirsiniz ama bir tasarımcı olarak bununla savaşmak gerektiğini hissediyorum. Geçmişten ilham almak güzel ama vizyoner yaklaşımımızı kaybedemeyiz. Restorasyon gibi bir şey yapamayız. Bu düşük bir seviye. Ferrari hiçbir zaman bunu açık bir şekilde yapmadı ve bu bize göre sıradan. Icona geçmiş, günümüz ve gelecek arasındaki köprü.” SP3’te, 330 P4’ün detaylarını görebilirsiniz (kaslı çamurluklar ve ortadaki akıcı kokpit gibi) ve muazzam güzelliğe sahip 512 S’ten (kapıların hemen ardındaki hava girişleri gibi) de izler bulunuyor.

Hava kanalları ve borularla
marjinal bir soğutma sistemi var.

Ama Daytona kendi başına farklı bir araç olarak karşımızda. Farklı hatları ve geometrik şekilleri var. Alçak, geniş ve
kabini öne doğru konumlanmış. Aracı alan kişilerin kullanmak için heyecanlanacağı bir tarza sahip. Daha fazla baktığınızda, daha fazlasını görüyorsunuz: Önde ve arkadaki dramatik hava kanalları motor soğutma ve aero ile ilgili. Düşük sürtünmeye sahip aynalar,60’ların spor prototip araçları gibi ön çamurluktan çıkıyorlar. Arka kanat için borular ve ortaya konumlandırılmış soğutucular yukarıya açılan kapılardan geçiyor. Farlardaki ‘göz kapakları’ ise, uzun huzmeli farların bir unsuru. Arka bölüm ise sırt omurgasını taklit ediyor. Maranello mühendisleri bunu yapmak için epey çalışmışlar. İçeride koltuklar, karbonfiber şasiye entegre edilmiş. Ağırlık merkezini aşağıya çeken bu yaklaşım LaFerrari’de de kullanılmıştı. Ayrıca ağırlık azaltılmış ve daha iyi bir eğimli sürüş pozisyonu elde edilmiş (pedal takımı ayarlanabiliyor). İlham aldığı spor prototip araçları gibi Daytona’da da buna uygun döşemeler var. Bu tema kabinin tamamında izlenmiş ve gerçekten özel olduğunu hissettiriyor. İçeride orta kısmı ayıran merkezi karbonfiber tünel var ve içeriye akıcı bir hava
katıyor. Ferrari’nin yeni nesil bilgi-eğlence sistemine sahip. Ayrıca yeni nesil sürüş yardımcı elektronikleri arasında Yan Kayma Kontrolü 6.1 ve Ferrari’nin Dinamik Artıcı sistemi de var. Daytona SP3’e imza atan Manzoni, “Ferrari’nin güzelliği paylaştığımız sezgilerden geliyor” diyor. “Michael [Leiters], Enrico [Galliera, şef pazarlama ve reklam sorumlusu] ve benim birlikte çaldığımız bir jazz parçası gibi. Fikirleri paylaşıyoruz ve birbirimizin tarzına saygı gösteriyoruz. Bu harika ve gerçekten bir takım çalışması.” Umarız bu müzik uzun bir süre daha devam eder.

Tüp şasi sıra dışı şekilde ince ama yolcu hücresini sarıyor.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu