“Elektrikli araç
dostluğu bisikletçilerle
yaşadıklarınız gibi iyi
hisler uyandırıyor.”
Bir başka hafta, bir başka elektrikli araç sürüş macerası. Londra’dan Kuzey Galler vadilerine elektrikli araçla gitmeye karar verdim. Otomobil Audi e-Tron GT’iydi; bana göre biraz farkla favori elektrikli aracım. Özünde bir Porsche Taycan; en
iyi sürüşe sahip elektrikli ve daha fazla yaşam alanına sahip. Kabini daha iyi ve daha şık. 2021 için yeni model favorim.
e-tron GT, eğer kalkış kontrolü kullanmadan gidersem 370 kilometre gibi bir menzile sahip. Aynı zamanda 245 km/s’lik
maksimum hızdan da uzak durmalıyım. Eşimin ailesinin Galler kır evi 320 km uzaklıkta. Yani arada çok az bir fark var.
Elektrikli araç yolculuklarıyla ilgili sevdiğim şey planlama. Sadece direksiyonun başına geçip umursamazca sürmüyorsunuz. Her zaman kesin olmayan bir şeyler ve macera var. Çıkmadan önce en büyük soru şu: Tek mi, yoksa iki pit stop stratejisi mi? Zap-Map uygulaması bana köyümüzün yakınlarında bir şarj istasyonu olmadığını gösteriyor ki bu şaşırtıcı değil. Yerel bir yerden şarj edeceksek Oswerty’yi denemek en iyisi. Kır evinden 40 dakika uzaklıkta; Morrison’da 50 kW’lık şarja takıp alışveriş yapabiliriz. Ama köyde alışveriş için kusursuz olan Spar var ve aksini yapmak zaman kaybı olabilir.
Sonunda iki pit stop stratejisi seçiliyor. Kuzey Galler’de elektrikli araçların karanlık çağına girmeden önce İngiltere’de
hızlı otoyol şarjlarını kullanıyoruz. M6’yı seçerek Birmingham, Roadchef Norton Canes servis alanını seçiyorum.
Buraya vardığımda iki şarj aleti gördüm. Biri bozulmuştu. Diğerinde ise bir Jaguar i-Pace doluyordu ve sırada bir Skoda Enyaq vardı. Skoda’daki hoş kadın Jaguar’ın neredeyse dolmak üzere olduğunu ve kendisinin de biraz şarja ihtiyaç duyduğunu söyledi. Böylece Bayan Green sandviçleri alırken ben de etrafı yürüyerek çimenlerin üzerindeki güzel bir masaya oturdum.
Bekledik ve petrol kullanıcılarının beş dakikada yakıt dolumu yaparak devam etmesini izledik. Burada iki buçuk saat geçirdik. Bir saatin üzerinde sırada ve yaklaşık bir buçuk saat şarj olurken CCS DC’de; ki kesinlikle sözü edilen 120
kW’da değildi. Diğer elektrikli araçlar da geldi ve hepsinde dostça gülümsemeler vardı. Kesinlikle bir elektrikli araç dostluğu var ve bu aynen bisikletçiler arasında yaşanan güzel his gibi. Şarj sırasında çok fazla gülümseme vardı ve ID.3’teki nazik adam bizi sabırla bekledi.
Tamamen şarj ettik ve sessizce Kuzey Galler’e ilerledik. Londra’dan buraya yaptığım en yavaş yolculuktu.
Evinde önünde Audi’yi mümkün olduğunca yakına park ettim ve üst kattaki yatak odasından bir uzatma kablosuyla aracı şarja taktım. Bir buçuk gün sonra dönüş için hemen hemen yeterli şarjı elde ettik. 320 km’lik yolculuk
için 340 km’lik menzilimiz vardı. Red Bull takımındaki usta bir taktisyen gibi iki pit stoplu stratejiden tek bir
stoplu stratejiye geçtim. Audi’nin yol bilgisayarı şarj istasyonu için yeniden bir rota çizmek isteyip istemediğimizi sordu. Fark açıktı. Ben de hayır diye yanıtladım. Yüksek performanslı benzinli bir araçta muhtemelen enerjik bir sürüş yapardım. Bu defa enerji tasarrufu için sürüyorum. Gaz pedalını ve direksiyonu hassasça kullanıyorum. Sanırım Audi’nin kalkış kontrolünün ne kadar etkili olduğunu size yazamayacağım; ya da iki kademeli şanzımanın neler yaptığını, 4.5 saniyelik 0-100 km/s hızlanmasını aktaramayacağım. Yine de tüm yol boyunca akıcı bir şekilde ilerliyor.
32 kilometre menzille eve vardık. Akıcı bir sürüş bize 10 kilometre kadar menzil ekledi. Bu da benim adıma 2021’in en memnun edici yolculuklarından biri oldu. Dip not: Birkaç. Hafta sonra Audi bana Norton Canes’de iki saatlik park limitini aştığım için 60 sterlin ceza geldiğini söyledi. Yine de iyi tarafından bakıyorum. 12.72 sterlinlik şarj faturasına 60 sterlini ekliyorum ve buna rağmen yüksek performanslı Audi’nin benzin masrafına göre ucuz. Dürüst olmak gerekirse elektrikli araç kullanmak sizi daha nazik bir insan yapıyor.