Test Sürüşü

BUGATTI

BUGATTI

BUGATTİ GÜCÜN ZİRVESİNDE

Super Sport elbette sıra dışı biçimde hızlı. Ama aynı zamanda bir şekilde standart Chiron’un günlük sürüş uysallığını da koruyor
1985 Fransa GP’sinde F1’in turbo dönemi zirveye yaklaşmıştı ve 540 kg’lik Brabham-BMW BT54, sıralama turu haliyle 1100 HP civarında güç üretiyordu. Marc Surer, Paul Ricard Pisti’nin 1.8 km’lik Mistral düzlüğündeki hız ölçme noktasından 338 km/s hız ile geçmişti. Bu bir GP’deki en yüksek hız açısından yeni bir rekordu. Geçen ay ise lüks bir yol otomobili, dört kat daha fazla ağırlıkla birlikte aynı düzlükte rahat bir şekilde 350 km/s hıza çıktı. Acaba bu motorun zirvesine artık ulaştık mı? Büyük üreticiler içten yanmalı motor gelişimini durdurmuş veya yavaşlatmış olsa da, Bugatti Chiron Super Sport en güçlü içten yanmalı motora sahip üretim otomobili olarak dikkat çekiyor.

Yüksek fiyatını bir kenara koyun ve otomobile odaklanın. Bu gerçekten büyük bir teknik başarı ama aynı zamanda üzücü bir yanı da var. Bunun sebebi benzinli motorların son dansları olması değil. Bunun yerine bu harika mühendisler, tasarımcılar ve aerodinami uzmanlarının bitmek bilmeyen geliştirmelerini, sadece çok az kişi deneyimleyecek. Bu inanılmaz hızlara sadece çok az kişi çıkabilecek. Başarıları inanılmaz ama aynı zamanda akademik.

Mühendislerin çabalarını karalamak istemem ama Super Sport’ta dört daha büyük turbo ile 8.0 litre motordan ekstra 98.6 HP güç elde edilmiş. Devir limiti ise 300 d/dak artarak 7100 d/dak’a çıkmış. 1595 Nm’lik zirve tork ise artık 2250 ve
7000 d/dak arasında veriliyor; daha önce 6000 d/dak’a kadardı. Üst vites ise yüzde 3.6 daha uzun aralığa sahip. Süspansiyonlar biraz daha sert ve adaptif amortisörler yüksek hızdaki denge için yeniden ayarlandı. Michelin’in bu araç
için geliştirdiği özel Pilot Sport Cup 2 lastikleri 500 km/s hıza çıkabiliyor ve uzay aracı lastikleri için geliştirilen alanda test edildi.

Super Sport standart araç gibi lüks ve uzun yol için uygun ama sıra dışı güçlere sahip.
Bu hızda oluşan 5300 g kuvvete dayanabiliyor. Maksimum hızda, 44 gramlık lastik basıncı monitörleri, her lastikte iki adam ağırlığına erişiyor.

Aerodinamik değişimler de en etkileyici olanları. Aracın kanatları, bir uçağın inmesi gibi ayarlandı ve sürtünmeyi azaltacak şekilde ilerliyor. Ön taraf akıcı bir şekilde havayı yararak ilerliyor. Ön tarafın her bir yanındaki dokuz delik, çamurluklardaki basıncı azaltıyor ve 1000 HP daha az güce sahip EB110 Super Sport’a gönderme yapıyor.

Arkada Super Sport’ta yeni bir kuyruk düzeni var; karbonfiber kalıp aracın uzunluğuna 25 cm ekliyor. Bu sayede arkada yaşanan türbülansın daha da azaltıldığı ifade ediliyor. Aynı zamanda bu parçayla daha uzun bir gövde altı difüzör adapte edilmiş. Tasarımcı Frank Heyl’in iddiasına göre bir üretim otomobili için en uzunu olmuş. Egzozlar da bunun içerisinde dikey olarak konumlandırılıyor.

Yol üzerinde Super Sport’un standart araç arasındaki farkını hissetmek çok zor. Pur Sport, standart ama daha kısa vites
aralıkları, daha sert süspansiyonlarıyla daha çevik ve aceleceli hissettiriyordu. Bu yüzden pistte Super Sport biraz daha
hantal gibi geliyor. Bugatti’nin rakamlarına göre Pur Sport, 100 ve 200 km/s hızlanmalarında daha hızlı. Sadece 0-300
km/s hızlanmasında Super Sport farkını gösteriyor ve 12.1 saniyede bu süreye ulaşıyor; Pur Sport ise 12.4 ve standart araç
13.1 saniyede bu hıza çıkıyor.

Bu yüksek hızlara rağmen sürüşün asıl anlamı burada değil. Super Sport standart araç gibi lüks ve uzun yol için uygun. Konforlu bir şekilde kıtaları aşabilirsiniz. Pur Sport daha keskin olsa da Super Sport ağırlığını iyi yönetiyor. Sürüşü iyi ve istediğinizde de eğlenceli oluyor. Paul Ricard’ın etrafındaki tepelerde bunu görme şansımız oldu.

Elbette vergiler hariç 3.2 milyon euro olan bir araç için çok daha fazlasını isteyebilirsiniz. Mesela VW test pistine çıkmak güzel olabilirdi. Andy Wallace prototip Super Sport ile burada 490.5 km/s hıza çıktı. Mistral düzlüğü dahi bundan kısa bir kesit sunuyor. Hiç de bilimsel olmayan bir testte 7. virajdan çıktım; hem Pur Sport hem de Super Sport’ta aynı yerde tam gaz ilerledim. Burada Pur Sport ile 331 km/s maksimum hıza çıkarken Super Sport ile 350 km/s hıza ulaştım.

Elbette burada üreticinin yaptığı akademik çalışmaların farkı var. Tabii bunu yaparken pek de akademik hissettirmiyor. Çok gerçek ve ciddi hissettiriyor. Güç son derece çabuk geliyor ve hız gerçekten amansız. Fiziksel olarak bu kadar ani hızlanmalar iç organlarınızı korkutuyor ama aynı zamanda rasyonel olarak aracın limitlerinin yakınlarında olmadığınızı biliyorsunuz. Frene bastığınızda anda ise, hava frenleri pozisyon alarak aracı en iyi şekilde yavaşlatıyor. Pite geri dönerken bu çılgınca işe imza atan mühendisleri takdir etmeden duramıyorsunuz.

Oh evet, bir de o ses. Normal kullanımda biraz hayal kırıklığı yaratıyor ama devirlendiğinde onun güzel sesini duymaya başlıyorsunuz. Eğer bu benzinli motorların son dansıysa, gerçekten çok özel bir gösteriydi. Onu özleyeceğiz.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu