Honda ve Nissan, 2026 yazında yeni bir holding şirketi altında birleşme planlarını açıkladı. Japonya’nın ikinci ve üçüncü en büyük otomobil üreticileri, küresel rekabet ve teknolojik dönüşüm karşısında pozisyonlarını güçlendirmek için bu adımı atıyor. Yeni yapıda liderlik Honda’nın elinde olacak. Honda ve Nissan’ın birleşmesiyle kurulacak yeni şirket, Toyota ve Volkswagen’den sonra araç üretim hacmi bakımından dünyanın üçüncü büyük otomobil üreticisi olacak.
Yeni şirketin kurulması için nihai anlaşmanın 2025 Haziran ayına kadar tamamlanması planlanıyor. Holding, Ağustos 2026’da faaliyete geçecek ve Tokyo Borsası’nda halka arz edilecek. Honda ve Nissan’ın mevcut hisseleri, yeni şirketin çatısı altına taşınacak ve her iki şirketin hisseleri borsadan çıkarılacak. Honda, yeni şirketin yönetim kurulu üyelerinin çoğunu ve başkanını atayacak.
Mitsubishi’nin Katılımı Belirsiz
Birleşmede Nissan’ın kısmi sahibi olduğu Mitsubishi Motors’un da yer alıp almayacağı Ocak 2025’te netleşecek. Mitsubishi CEO’su Takao Kato, bu birleşmenin pozitif bir hareket olduğunu belirterek, “Bu kadar büyük yatırımları tek başına üstlenmek zor,” dedi.
Finansal ve Stratejik Hedefler
Yeni holdingin yıllık gelirinin 30 trilyon yen (181,84 milyar dolar), faaliyet kârının ise 3 trilyon yen (19,18 milyar dolar) olması bekleniyor. Birleşme, elektrikli araçlar (EV), yazılım geliştirme, satış finansmanı ve üretim süreçlerinde rekabet avantajı sağlamayı hedefliyor.
Honda CEO’su Toshihiro Mibe, “Bu birleşme bir kurtarma operasyonu değil; iki şirketin güçlerini birleştirerek daha büyük bir ölçekte büyüme hedefidir,” diyerek birleşmenin uzun vadeli faydalarını vurguladı.
Nissan’ın Durumu Ne Olacak?
Nissan, uzun vadeli borçları, düşen satışları ve azalan kârlılığı nedeniyle yeniden yapılanma sürecinde. Şirketin bu birleşmeye tam olarak katılmadan önce mali durumunu iyileştirmesi gerektiği belirtiliyor. Nissan CEO’su Makoto Uchida, “Birlikte çalışarak bugüne kadar görülmemiş bir değer yaratacağız,” dedi.
Bu birleşme, Japon otomotiv endüstrisi için tarihi bir dönüm noktası olabilir. Ancak, operasyonel uyum ve stratejik hedeflere ulaşma süreci, birleşmenin başarıyla sonuçlanmasında belirleyici rol oynayacak.