Test Sürüşü

AERO İLE ZİRVEYE ÇIKTI

Gordon Murray’ın son V12 süper spor otomobili T.33, aldatıcı şekilde sade görünüyor ve ardında dahice aerodinamik özellikleri barındırıyor.

Bu iki koltuklu ortadan motorlu süper sporun aero aşırılıklarından vazgeçen tasarımına bir bakın. Daha da çekici olanı, 11.000 devire ulaşan atmosferik bir V12’ye sahip oluşu. ‘Gündelik’ bir Ferrari veya ortadan motorlu bir Lamborghini’ye göre 300 kg daha az ağırlığı var. Her zaman olduğu gibi, daha hafif bir otomobil, doğası gereği daha çeviktir. Gordon Murray’ın bu çalışması şaşırtıcı değil: 1992’deki McLaren F1 ve son dönemdeki T.50 benzer tarzlara sahipti. Turbosuz araçlar, aynı zamanda daha hafiflerdir. Daha şaşırtıcı olanı, yeni T.33, T.50’nin gösterilmesinden sadece 18 ay sonra ortaya çıktı. Murray’in 30 yıllık süper otomobil sessizliğinden sonra, göz açıp kapayıncaya kadar iki yeni otomobil karşımıza çıktı. Benim için T.33 en yakışıklı olanı. 1960’ların klasik süper spor otomobili olabilirdi. Onda Miura’dan, GT40’dan, Ferrari 330 P4’ten ve Dino 206SP’den izler var. Murray bunun için şunları söylüyor: “1960’ların İtalyan spor otomobilleri gibi zamansız bir tasarım istiyorduk. 30 yıl sonra bile hala iyi görünen bir otomobil yapmayı istedik.” Bilindiği gibi Murray, Brabham ve McLaren Formula 1 takımlarının teknik müdürlük görevini yaptı. Ardından bilgisini McLaren F1 yol otomobili tasarımına taşıdı. CEO oldu ve yeni Gordon Murray Automotive (GMA) otomobil şirketini kurdu. Onu çekici yapan tasarımdaki saflığı: Çirkin bir böcek değil, zarif bir kuş. Devasa bir ağzı, ejderha burun delikleri, geniş hava kanalları, büyük ayırıcılar ve göze hoş gelmeyen kanatlar (gerektiğinde bir aktif arka kanat zarifçe yükseliyor) yok.

Bu tür aşırı aerolar tasarımda dramatik görünse de ve yere basma gücünü artırsa da modern süper otomobilin şeklini bozuyor. Murray bunun yerine, abartılı aero sistemleri kullanmak yerine akıllı gövde altı tasarımıyla gerekli yere basma gücü ve aerodinamik performans elde ediyor. Pürüzsüz şekilli McLaren F1, zamanının en iyi performans aracıydı. Fan destekli zemin etkisine sahipti. Diğer yandan T.50 de, havayı emen ve görünmeyen gövde altı difüzör kanalları aracılığıyla hava akışını düzenliyordu. Bir fan sayesinde herhangi bir yol otomobilinin en gelişmiş aerosunu sunuyordu. T.33 fan olmadan bu işi yapıyor. Bunun yerine, her türlü abartılı aero eklenti ihtiyacını ortadan kaldırarak, pasif yer etkili aerodinami için akıllıca tasarlanmış difüzörler ve kanallar kullanıyor. Üzerinde ön çamurluklarda iki difüzör dahil 21. yüzyılın görünmeyen otomobil yarışları aero teknolojisi var. T.33, teslimatları bu yıl başlayan T.50’nin ardından GMA’nın ikinci süper otomobili. T.33 üretimi Windlesham, Surrey’deki yeni bir fabrikada 2024’te başlayacak.  

MURRAY’İN 30 YILLIK SÜPER OTOMOBİL SESSİZLİĞİNDEN SONRA, GÖZ AÇIP KAPAYINCAYA KADAR İKİ YENİ OTOMOBİL KARŞIMIZA ÇIKTI. 

Tüm GMA arabalarında olduğu gibi üretim 100 adet ile sınırlı olacak. Murray, her aracın sürücü odaklı, hafif ve kesinlikle birinci sınıf motorla üretileceğini söylüyor. Elbette ucuz olmayacaklar. T.33, vergiler hariç 1.37 milyon sterlin fiyata sahip ve GMA’nın amiral gemisi T.50’den yaklaşık bir milyon sterlin daha ucuz. Yarısından fazlası şimdiden satıldı ama bunların büyük bir kısmı T.50 müşterilerine gitmiş. Performans rakamları açıklanmadı çünkü Murray maksimum hız veya 0-100 km/s süreleri hakkında konuşmak istemiyor. Bunları anlamsız buluyor. Ama güç/ağırlık oranı Ferrari SF90 Stradale’ye göre çok daha iyi olacak. Bu da onun çok hızlı olması demek… 

Karbon fiber gövdenin altında yeni bir karbon ve alüminyum çerçeve bulunuyor. Klasik çift salıncaklı süspansiyon, alüminyum alaşımlı amortisörler üzerinde helezon yaylar ile ön ve arkada yer alıyor. Murray, tümü sürüş keyfini
azaltan dört tekerlekten çekiş, hibrit sürüş veya turbo beslemenin bulunmaması konusunda ısrarcı. Elbette GMA sonunda bir hibrit yapacak: Gelecekteki yönetmelikler bunu gerektiriyor. Tam elektrikli bir araç da… Ancak bu gerçekleştiğinde
plug-in hibrit ve elektrikli sürüş konusunda yeni standartları belirleyeceklerini de söylüyorlar. McLaren F1 ve T.50’de olduğu gibi, T.33 de yukarıya açılan kapılara sahip. Bununla birlikte, Murray tasarım normundan birkaç sapma da
var. Bu araç üç kişilik değil iki kişilik (F1 ve T.50 üç kişilikti). Uzun zamandır geleneksel bir iki koltuklu süper spor otomobil yapmak için istekli olduğunu ve bunun da üç koltukluya göre daha fazla çekiciliğe sahip olabileceğini düşünüyor.
Ayrıca F1 ve T.50’de bulunan klasik H-tipi vites yollarına sahip manuelin yanı sıra vites kulakçıklı altı ileri otomatik vites kutusu opsiyonu da var.

Cayman ölçülerinde ancak V12’ye sahip. Ayrıca oldukça iyi bir bagaj alanı var.

Şanzıman uzmanı Xtrac, her iki vites kutusunun da mühendisliğini yapıyor. Şimdiye kadar neredeyse tüm siparişler manuel için olmuş. GMA müşterileri, bir vites kolu ve debriyaj pedalının etkileşimine açıkça değer veriyor. Murray de şunları ekliyor: “Şanzıman konusunda ayağıma kurşun sıkma ihtimalim çok yüksek. Daha geniş bir kitleyi çekmek istedik, bu yüzden vites kulakçıklı bir opsiyon var. Ama bundan sadece bir avuç satıldı.” T.33, platform ve bileşen paylaşımı çağında T.50’den şaşırtıcı bir şekilde farklı. Bileşenlerin yüzde 10’dan daha azı aktarılmış ve GMA’nın amiral gemisinde olduğu gibi, diğer otomobil üreticilerinden hiçbir parça satın alınmıyor. Alüminyum alaşımdan işlenmiş döner kontrol
düğmeleri de dahil olmak üzere her şey özel olarak yapılıyor. Direksiyonun arkasında kollar yok ve sinyaller karbonfiber direksiyon üzerindeki baş parmak düğmeleriyle yönetiliyor. Apple CarPlay ve Android Auto standart olarak yer alıyor. Büyük bir dokunmatik ekran yok. Murray dokunmatik ekranlardan nefret ediyor; hatta turbolardan nefret ettiğinden daha fazla bile olabilir. Elbette 4.0 litrelik V12’de turbo yok. Atmosferik ve şaşırtıcı bir şekilde 11.000 d/dak çeviriyor. 615 HP güç üretiyor. Cosworth tarafından geliştirilen ve üretilen 65 derece V12 motor T.50 bloğunu, krank milini kullanıyor. Ama diğer yandan tamamen yeni eksantrik millerine, değişken supap zamanlamasına ve motor haritalamasına sahip. Ayrıca yeni bir endüksiyon sistemini ve egzozları içeriyor. Soğutma sistemleri de yeni. Düşük devirlerde sürüşü daha kolay ve günlük sürüşte daha kullanıcı dostu. Murray’in şaşırtıcı derecede kullanışlı bir süper otomobil olduğunu söylediği T.50, maksimum torkunun yüzde 70’ini 2500 d/dak’da üretiyor, ama T.33 yüzde 75’ini üretiyor.

GELECEKTEKİ VERSİYONLAR, PLUG-IN HİBRİT VE ELEKTRİKLİ SÜRÜŞ KONUSUNDA YENİ STANDARTLARI BELİRLEYECEK. 

GMA T.33
Fiyatı £1.37 milyon + vergiler
Güç ünitesi
3994 cc, 48v V12, altı ileri manuel (veya vites
kulakçıklı otomatik), arkadan itişli
Performans
615 HP @ 10,500 d/dak
450 Nm @ 9000 d/dak
0-100 km/s 3.0 saniyenin altında (tahmini), 320
km/s’nin üzerinde maksimum hız (tahmini)
AĞIRLIK
1090 kg
SATIŞ TARİHİ
100 araçla sınırlı; ilk teslimatlar 2024’te

HER ŞEY DETAYLARDA SAKLI

Gordon Murray en harika detayları anlatıyor. 

BRABHAM BT52 ÖN DÖKÜM
“1983 şampiyonu Brabham BT52’de [sağda] monokok için radikal bir ön uç tasarladım. Geleneksel bir F1 monokoku ile, çok sayıda bileşeni, üst ve alt salıncak mafsallarını, direksiyon kremayerini, süspansiyon külbütörlerini, yay ve amortisörü sığdırmak için paketlemeyi gerçekleştirdim. Sabitlenmesi gereken ön uçta çok sayıda ayrı montaj noktası var. Tüm bu
montaj noktalarının CNC ile işlenmiş olduğu tek bir ince duvarlı magnezyum döküm tasarladım, böylece kalibre etmeye gerek kalmadı. Döküm, karbon fiber/ alüminyum monokokun önüne cıvatalandı. Mekanikerler bunu çok sevmişti.  

T.50 TAKOMETRE
“120 mm çapındaki takometre, net monokromatik grafiklere, alüminyum kadrana ve işlenmiş alüminyum İğneye sahip. Göstergeler ışıklandırılmış ve gerçekten çok hoş.”
F1 LM EL FRENİ
“F1’de el frenini konumlandırma konusunda her iki yandan karbon kirişlerin geçmesiyle büyük bir sorun vardı. Çok fazla kafa yorduktan sonra, farklı bir mekanizmaya sahip kol tasarladım. Böylece orta koltuğa erişim için uygun bir alan sağladım. Yol aracında ise, vites koluna uygun ahşap kaplı alüminyum bir parça kullandım. LM versiyonu için, kolu daha teknik görünecek şekilde yeniden tasarlamıştım.”
T.50 PEDALLAR
“F1’in pedallarını ben tasarladım ve onun 1992’de harika bir tasarım unsuru olarak görüyordum. T.50’de
de bu tasarımı yeni bir çerçeveye taşımak istedim. Debriyaj ve fren pedalı alüminyum billet’lerden
yapılarak şekillendi. Gaz pedalı ise titanyumdan. Kaymaması için özel olarak işlem yaptık ve kaydırmaz
pad kullanmayarak ağırlıktan tasarruf ettik. Pedallar, F1 pedal setine göre 300 gram daha hafif.” 


T.50 VİTES KOLU

“T.50’nin vites topuzundaki (üstte) deniz kızı bir çıkartma gibi görünebilir ama aslında bu, yaklaşık 10 mm derinliğinde işlenmiş titanyum bir parça. Vites topuzuna yerleştirilmiş ve elle cilalanmış. Bunu ilk günden istedim, ama T.50 ekibinin bunu yapabilecek bir şirket bulması bir yılı aldı!”
T.50 VİTES DEĞİŞTİRME MEKANİZMASI
“Koleksiyonumdaki 60’ların bazı spor yarış araçlarından, özellikle de Abarth’lardan ilham aldım. F1’de çok sağlam görünümlü bir alüminyum kol tasarladım. Bu 90’lara çok benziyordu ama T.50’de daha saf, işlevsel bir sanat formuna dönmeye karar verdim. Kolun kendisi sağlam bir titanyum kütükten işlendi ve sadece 8.5 mm çapında ince, konik bir kolon. Çapı seçmeden önce çeşitli çaplardaki titanyum çubukları bir mengeneye sıkıştırdım ve sertliğini hissettim. 8.5 mm tam olarak doğru olanı. Mekanizmanın geri kalanı alüminyum ve titanyum. Güzel bir şekilde işlenmiş ve gösterişlidir.”

MURRAY ARAÇTA YER ALAN HER ŞEYİN BİR AMACI OLDUĞUNU SÖYLÜYOR.

4500 d/dak’dan 10.500 d/dak’a kadar maksimum torkunun yüzde 90’ını veriyor. Murray, “Genel olarak istikrarlı bir tork veriyor. T.50 şaşırtıcı bir şekilde her gün kullanılabilir. T.33 daha da kullanışlı” diyor. Murray, T.33’ün “günlük” bir süper spor otomobil olduğu konusunda oldukça ciddi. Bu yüzden koltuk konforu, kabin alanı ve görüş açısı gibi niteliklere önem verildi. Murray, “Düşük bakım maliyetleri, uygun sürüş yüksekliği, yeterli bagaj alanı, 600 km’den fazla menzil ve iyi bir sürüş konforu var” diyor. Bir pist yarışçısı değil. V12 motor ise T.33’ün kalbinde ve ruhunda. Herhangi bir rakibinden çok daha hafif, çok daha hızlı ve çok daha yüksek devre ulaşıyor. Şüphesiz harika bir ses çıkaracaktır. V12’ler ne yazık ki çok daha uzun süre piyasada olmayacak ve GMA, Cosworth V12’nin 12 silindirli sanatının zirvesi olabileceğini düşünüyor.
3994 cc hacim ile Ferrari’nin ve Lamborghini’nin 6.5 litrelik modern V12’lerinin yanında küçük kalıyor. Daha düşük kapasiteli bir motor daha hafiftir ve daha küçük pistonlu bileşenlerle motorun daha hızlı dönmesine, sürüş keyfi için önemli bir faktör olan daha üstün gaz tepkisi vermesine yardımcı olur. Ayrıca daha küçük, daha hafif bir araç yapılmasına da katkı sağlıyor. Murray, motor için klasik İtalyan V12 motorlarından ilham almış. Bunlar arasında özellikle 3.0 ve 3.3 litrelik Colombo Ferrari motorları var. Murray anlatmaya devam ediyor: “2007’de Gordon Murray Design kurduğumuzda, kreatif direktör Kevin Richards ile birlikte T ile başlayan sayılara baktık. O zamanlar T.25’i düşünüyorduk [her rakam Murray tasarımı farklı bir aracı ifade ediyor ve T.1 ile başlayan serideki ilk araç Güney Afrika’daki yarış için özel olarak yapılmıştı]. Ardından sevdiğimiz sayıları aldık. 33, 3.3 litrelik Colombo kapasitesini ifade ediyor. T.32, Boeing 787 Dreamliner için karbon fiber tedarik eden Japon tedarik devi Toray tarafından istenen küçük, elektrikli alüminyum
konseptli bir spor otomobildi. T.34, Murray’in en iyi tasarımlarından biri olduğunu söylediği, Afrika için tasarlanmış ucuz ama çok yönlü bir düz zeminli kamyondu. Ayrıca araçta kesinlikle her şeyin bir nedeni olduğu konusunda ısrarcı. Bu kabinde daha belirgin. Minimalist ama güzel. En dikkat çekenleri sürücünün hemen önündeki 120 mm’lik analog devir saati ve tüm sürücü kontrolleri (ışıklar, klima, aero ayarları). Hepsi sağlam ve kaliteli bir şekilde buraya yerleştirilmiş. Pedallar alüminyum alaşım. Sağdan veya soldan direksiyonlu olarak tercih edilebiliyor; araç tüm büyük uluslararası pazarlar için homologe edilecek. 1090 kg ile T.33, T.50’den yaklaşık 100 kg daha ağır, çünkü alüminyum/ karbon şasisi T.50’nin Formula 1 standardında hafif tamamen karbon şasisinden daha fazla ağırlığa sahip. Yaklaşık 50 mm daha uzun,
aynı genişliğe sahip ve dingil mesafesi 35 mm daha fazla. T.33, bir Porsche Cayman ile benzer boyutlara sahip ancak elbette bir V12 motorunu barındırıyor; yani turbo dört silindirli veya turbosuz düz altılı değil. Yan saklama alanları da dahil olmak üzere iyi bir bagaj alanı sunuyor. Murray için paketleme her zaman önemli olmuştur. T.33, her ikisi de aynı platforma sahip V12’yi kullanan iki yeni versiyona sahip olacak. Böylece onlar GMA’nın üçüncü ve dördüncü modelleri olarak karşımıza çıkacak. Murray, bir sonraki tamamen yeni aracının dört yıl sonra geleceğini ve bunun “mecburen” bir hibrit olacağını söylüyor. 

Tüm GMA araçlarında olduğu gibi, T.33 de sahibine uyacak şekilde kişiselleştirilmiş ve Murray bunun için, “Adet veya satış peşinde değiliz. Çok küçük olmaktan ve küçük kalmaktan mutluyuz: Özel, esnek ve ayrıcalıklı.” Murray, T.33’ün üst düzey Ferrari’ler ve Lamborghini’lerle rekabet ettiğini söylese de şunu ekliyor: “Ama aslında kendi sınıfında. Başka hangi ortadan motorlu süper spor otomobilde 11.000’in üzerinde devir yapan, 1100 kg’den az ağırlığa sahip ve bu klasik tarzı sunan bir V12’si var?” Oldukça basit, hiçbirinde yok.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu