Sektörel

RENAULT GERİ DÖNÜŞ

Renault’nun yeniden yapılanmasıyla birlikte elektrikliye geçişte geçmişinin en harika modellerinden
yararlanıyor. İşte Renault Grubu’ndaki büyük değişime inanmak için beş neden burada.

1.YILDIZ OTOMOBİL KARŞI KONULMAZ RETRO-FÜTÜRİSTİK HIZLI HATCHBACK OLACAK

Gerçekten öyle. Elbette Renault en iyi yaptığı şeyleri kombine etmeliydi: Clio gibi şık küçük otomobili, sorunsuz elektrikli Zoe ile buluşturmak. Elbette geçmişe dokunarak bunu yapmak önemliydi. Elbette etraftaki heyecansız sedanları ve eskimiş MPV’lere durmak gerekiyordu. Yeni patron, bu net fotoğrafı zaten görüyordu ama aynı zamanda hızlı ve aceleci bir adım attı.

Sadece altı ay kadar önce Luca de Meo, Renault’nun CEO pozisyonuna geldi. Ardından bu yeni Renault 5 konsepti ortaya çıktı. Clio’nun son derece başarılı olan selefinden ilham aldı; Honda E ve Fiat 500 ile benzer bir ruha sahip. Aslınca bu, Ocak ayında de Meo’nun tüm şirketi yapılandırmasının fiziksel olarak hissedildiği bir unsur oldu.

Yeni Renault 5’in 2023’te üretilmesi bekleniyor ve bunun popüler bir otomobil olması hedefleniyor. Bu sayede elektrikli otomobil fikri daha geniş kitlelere ulaşabilecek. Yeni CEO geldiğinde böyle bir plan yoktu ve bunu Luca de Meo CAR dergisine şöyle açıklamıştı: “Bunu son altı ayda yarattık. Bu şekilde bir plan ve bu şekilde işe kendini adama yoktu.”

Parlak sarı elektrikli hızlı hatchback yeniyi ve eskiyi bazı önemli değişimlierle birlikte harmanlıyor. Böylesine bir dönemde Ar&Ge bütçesinden alıp bu tarz araçlara yönelmek gerçekten büyük risk ama bu sayede Avrupa’nın en büyük elektrikli üretim tesisini yapmayı hedefliyorlar.

Ama yerinizde saymak daha risklidir. Luca de Meo anlatmaya devam ediyor: “Büyüdük ama iyi bir şekilde değil. Satış alanımızı 130 ülkeye kadar büyüttük fakat karımızın yarısı beş Avrupa ülkesinden geliyor.”

Bu değişimi üç faz olarak değerlendiriyor. Geçen yıl başlayan “Diriliş” maliyetleri kısmak üzerineydi. 2023’ten itibaren başlayan “Yenilenme” süreci, yeni ürün gamını getirecek. 2025’ten itibaren araç üretimleri dört milyondan 3.1 milyona düşecek. Aynı yıl “Devrim” gelecek ve Renault bilgi, enerji hizmetleri ve daha fazlasına hizmet eden bir şirket olacak.

Luca de Meo, “Bugün teknolojiyi entegre eden bir otomobil şirketiyiz. Yarın otomobili entegre eden bir teknoloji şirketi olmak istiyoruz” diyor.

Bunu göreceğiz. Otomobiller çıktıkça Renault araçların yüzden 80’ini üç ortak platform üzerine konumlandıracak. Ana motor ailesi ise yarı yarıya indirilerek 8’den 4’e düşürülecek. Kalite artacak ve elbette fiyatlar da artacak. Luca de Meo
detay vermeye devam ediyor: “2023’ten itibaren ortalama fiyatlarımız 5 bin euro; 2025’te 7 bin euro yükselecek. Diğer yandan araç başına değişken maliyetler ise 600 euro düşecek. Birçok pahalı elektrikli araç çalışması yapıldı ve elektrikli
Megane’ın meyvelerini yakında alacağız. 10 yıl içerisinde ise, elektrikli güç ünitelerinin maliyetlerini yarıya indireceğiz.”

Modern ve daha yalın bir organizasyon, geliştirme sürelerini de yüzde 25 oranında kısaltacak: “Mevcut platformlar üzerine yapılan yeni modeller 3 yıl içerisinde pazara sunulacak.” Luca de Meo’nun oluşturduğu rüya tasarım ekibinde Peugeot’nun eski lefi tasarımcısı Gilles Vidal var ve kendisi R5’in tasarımına öncülük ediyor. 2025’ten itibaren 24 yeni araç grup tarafından tanıtılacak ve bunların en az 10 adedi elektrikli olacak. Hem de bunlardan birkaçı yeni R5 gibi etkileyici
modeller olacak. Renault’nun yeniden yapılanması işe yarayacak gibi görünüyor.

2.ENERJİK YENİ PATRON ÖNCÜLÜK YAPIYOR
Luca de Meo kariyerine 20 yıldan daha uzun süre önce başladı. Bu süre zarfında otomotiv dünyası sarsıcı değişimler geçirdi ve sayısız mücadeleler verdi. Dizelin düşüşü, markaların ölümü ve yeniden doğuşu, SUV patlaması ve
şimdi elektrikli dünyaya dönüş gibi birçok etken var. Neyse ki Renault adına 53 yaşındaki İtalyan yönetici bunları çok yakından biliyor. Çünkü Toyota, Fiat, VW ve son olarak Seat görevlerinin ardından Renault’ya geldi.

Gelmeden önceki aylarda Clotilde Delbos (şu anda vekil CEO) şirketi yönetiyordu ve 14 bin işçi kaybını içeren 2 milyar euroluk bir bütçe kısıtlaması duyurmuştu. İşçi çıkarımlarının üçte biri Fransa’da olacak ve Çin’deki işbirliği bitirilecek. De Meo ise bundan kaçınmayı ümit ediyor fakat büyük değişimlerin gerekli olduğuna da inanıyor. Bunu üç kelimeyle özetliyor: ”Düzelt, dönüş ve sıçra.”

De Meo şunu da söylemek istiyor: “Projenin birçoğu son altı ayda oluşturuldu. 6 yıl daha bu şekilde devam edersek ne olacağını hayal edin.”

3.ALPINE AMACINA UYGUN HAREKET EDECEK

Herkes, 60’lardaki aynı isme sahip araca gönderme yapan hafif ağırlığa sahip coupe Alpine A110’u ve onun Porsche Cayman ile ciddi bir mücadele vermesini sevdi. Ama ne yazık ki pek kimse Alpine A110 almayı tercih etmedi. Birkaç yıldır var ama bu son olmayacak. Artık Alpine, de Meo tarafından verilen iş tanımını uygulayacak. Elbette içerisinde eğlence olacak ama aynı zamanda daha net bir strateji ve ciddi karla için bir zamanlamayla da hareket edilecek.

Daha önce Renault F1 takımı, şimdi Alpine F1 takımı oldu. Renault Sport hala duruyor ve artık Alpine patronu tarafından yönetiliyor. Bu patron ise, altı yıl boyunca F1 takımını yöneten Cyril Abiteboul oldu. Fakat kendisi de Meo’nun büyük duyurusundan hemen önce ayrıldı ve yerini Renault’nun içerisinden Laurent Rossi getirildi.

Alpine’in yol otomobilleri tamamen elektrikli olacak. Aynı zamanda A110’un da bir elektrikli varisi gelecek ve Lotus ile birlikte geliştirilecek (ama tüm araçlar ortak platformu kullanacak). Aynı zamanda elektrikli

hızlı hatchback ve sportif elektrikli crossover da yapılacak. Bununla birlikte Renault, “modern kitlesel araç kullanıcılarını” hedefleyecek ve Dacia ise daha bütçe odaklı bir marka olmaya devam edecek. Alpine ise elektrikli araca geçmeye hazır otomobil tutkunlarına odaklanacak.

F1 takımı, elektrikli bir marka için garip görünse de Renault, pistten yollara teknoloji transferi konusunda son derece istekli. Bunlar içerisinde enerji yönetimi, materyaller, bilgi transferi, aero, frenleme ve çok daha fazlası var. Diğer yandan Renault Grubu’nda diğer sadece elektrikli marka ise yeni Mobilize şirketi olacak. Mobilize logosu kullanan yeni dört elektrikli araç tanıtılacak. Bunlar arasında batarya değişim özelliğine sahip iki koltuklu araç paylaşım odaklı EZ-I de var. Ancak Mobilize’yi bir otomobil üreticisi olarak düşünmeyin. Bu mobilite, enerji ve veriyle alakalı ve otomotiv dışı olan yönlerde yerini alacak. Aynı zamanda eski bataryaların ve eski dizel araçların daha çevreci bir gelenek için değerlendirileceği devasa bir geri dönüşüş tesisi planı var.

2020’nin Ocak ayında Luca de Meo’nun Renault’nun yeni CEO’su olarak atandığı gün, Carlos Ghosn birkaç gün önce Japonya’dan uçarak geldiği Akdeniz güneşine göz kırpıyor ve burada mahkemesini bekliyordu.
Ghosn’un Lübnana kaçışı büyük ses getirmişti.

. Diğer yandan başında bulunduğu firmalar hakkında finansal suç iddiası ortaya çıktı. Hem Renault hem de işbirliği partneri Nissan bundan etkilendi ve 2019’un başında tutuklama gerçekleşti. Grup 2019 yılında büyük zararlar açıkladı ve 2020’de Covid de buna yardımcı olmadı.

De Meo, Seat kontratındaki rekabet maddesi sebebiyle Haziran ayına kadar Renault’da göreve başlayamadı. Ancak burada 39 ülkede, 180 bin çalışanlı ve Covid ortasında yıllık 3 milyon adetlik satış yapan dört markalı bir grup var
(Renault, Dacia, Lada ve Alpine). Aslında bunu mobilite markası Mobilize ile beş yapalım.

5.DACIA VE LADA SONUNA KADAR DESTEKLENİYOR

Dacia’nın artan başarısı, iki ucu sivri bıçak gibi bir duruma döndü. 1999’da Renault tarafından satın alınan Romanyalı otomobil üreticisi, sürekli olarak büyüdü. Sandero ve Duster ile birlikte Avrupa’nın en çok satan aracı oldu ve SUV modelleri de büyük adetlerde tercih ediliyor.

İşte problem de bu. Çünkü binlerce Duster ve Sandero satışı yüksek karmarjına sahip değil fakat Ar&Ge ve üretim maliyetleri diğer modellerlebenzer. Bir diğer sorun da Renault ve Dacia markaları, diğer segmentleriihmal ederek bazı pazarlarda birbiriyle rekabet ediyor.

Bu artık değişiyor. Renault markası giderek daha şık, daha premium, daha elektrikli olurken Dacia ise müşteri odaklı olmaya devam edecek ve fiyat/performans açısından köklerine bağlı kalacak. 2025’e kadar yedi Daciamodeli çıkacak ve bunlar henüz tanıtılan Sandero ve Sandero Stepway ilebaşladı. Duster bir makyaj geçirecel; yeni Logan yolda ve ayrıca elektrikli Spring geliyor. Ama asıl haber ise Dacia’nın Bigster konsepti. Sandero ile aynı platformda yapılıyor ancak ondan çok daha uzun. Daha çok Nissan X-Trail boyutlarında diyebiliriz. Dacia tasarım direktörü Alejandro
Mesonero-Romanos aynen şunları söylüyor: “Dacia Bigster konsepti, markanın evriminin altını çiziyor. Özünde havalı olmak var ve outdoor ruhuna sahip.” Yeni ana plan, Dacia ve Lada arasında da daha fazla bağ kurulmasını içeriyor. Lada, 2012’den bu yana Renault tarafından kontrol ediliyor veRusya odaklı kalmaya devam edecek. Lada’nın Sovyet dönemi ikonu olan Niva, 2024’te Suzuki Jimny tarzı köşeli tarzıyla yeniden doğacak. CMF-Bplatformunu kullanacak. Avrupa pazarında nerelerde yer alacakları henüz açıklanmadı fakat Renault, Lada’nın Rusya’nın ötesine geçeceğini belirtiyor. Eğer de Meo geçmişten ders aldıysa, Dacia’nın satışlarından çalmaya çalışmayacaktır.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu