Sektörel

CİTROEN AMİ

YENİ NORMAL

Şehirler büyüdükçe ve daha yoğunlaştıkça, daha akıllıca tercihlere ihtiyacınız olacak. Citroen’in küçük Amie’siyle tanışma ve onunla dışarıya çıkma zamanı geldi.

Otomobil dünyası, özellikle de şehirler için orijinal fikirlere ihtiyaç duyduğu anda Citroen yenilikçi şehir içi mobilite çözümünü gösterdi. Bir zamanların dünyanın en cesur otomobil üreticisi bir kez daha cesur davranıyor. Eski Parisli
bakış açısı geri döndü.

Yeni Ami küçük elektrik motorlu iki kişilik bir şehir aracı olarak, kompakt boyutlarda, manevra kabiliyetinde, düşük maliyette ve kullanım kolaylığında yeni bir standart belirliyor. Fransa’da 14 yaşın altında olanlar tarafından ehliyetsiz (diğer çoğu Avrupa ülkesinde 16 yaş sınırı var) kullanılabiliyor. Kiralanabiliyor ve aylık 20 sterlinden daha ucuza uzun süreli kontratlar yapılabiliyor. Yada bir bisiklet gibi dakikalık 25 cent’e ya da saatlik 5 sterline de kiralayabiliyorsunuz.

Avrupa’da yaygınlaşacak ve mesela İngiltere için satışlar 2022’nin başında başlayacak. Ama Ami’nin satış adetleri kovalamıyor ve bu sadece inovasyonlardan birisi. Bunun yerine bir mobilite sağlayacısı olarak, otomobil paylaşımıyla birlikte araç sahipliği olarak da tasarlandı. Aslında şehir için ulaşımda devrim yapmayı amaçlıyor. Birçok yanıtla birlikte birçok soru işareti de getiriyor. Herhangi bu tarz bir araç elektrikli de olsa, kalabalık 21. yüzyıl şehrinde bir geleceğe sahip mi? Müşteriler gerçekten kısa süreli kiralamalar istiyorlar mı? Daha önce Sinclair C5’ten Renault Twizy’ye kadar birçok deneme suya battı.

Ama bir şey kesin. Hiçbir modern konvansiyoel otomobil kalabalık
şehirlere iyi uyum sağlamıyor. Çok büyükler, fazla hantallar ve birçok
durumda çevreyi fazla kirletiyorlar. SUV’lar, şehir içi aktivite ve şehir macera aracı olarak pazarlanıyorlar ama aslında gerçek şu: Çok ağırlar, çevreyi kirletiyorlar ve özellikle yayalar ile bisikletliler olmak üzere diğer yol kullanıcıları için çok tehlikeliler.

Şehirleri ve otomobilleri tartışmadan önce Ami’ye yakın bir bakış atalım. Sadece 2.41 metre uzunluğunda. Yani dünyanın en iyi paketlenmiş küçük aracı, eski dört koltuklu Issigonis Mini’nin dörtte üçü kadar. Geleneksel iki kişilik oturma pozisyonuna karşın Ami, arka arkaya oturma düzenine sahip Renault Twizy’ye göre sadece 1500 mm daha geniş. Ayrıca VW Up’a göre 250 mm daha dar. İz açıklığı Fiesta’nın yarısı kadar. 485 kg ile baz Fiesta’ya göre 600 kg’nin üzerinde daha
hafif. Şehir aracı için kritik olan dönüş çapı, sadece 7.2 metre. Fiesta’nın 10 metreden fazla olduğunu ekleyelim.

Yani bu otomobil çok küçük, çok hafif ve çok ucuz bir iki kişilik araç; ona otomobil demek tam olarak doğru değil. Resmi olarak bir quadricycle yani Twizy gibi dört tekerlekli bir mikro mobilite aracı. Bu sayede modern çarpışma testlerinden geçmesi gerekmiyor. Hava yastığı veya elektronik güvenlik yardımcıları yok. Up ile kaza yaptığında o kadar güvenli olmayabilir ama bisiklet veya scooter’a göre daha güvenli olduğu kesin. Zaten rakipleri de otomobilden ziyade onlar.

Aynı şekilde toplu taşıma da rakibi. Farklı bir dört tekerlekli araç olmasıyla birlikte farklı biçimde satılacak.Genel olarak araç paylaşım ağını kullanacak. PSA’nın sahibi olduğu Free2Move Avrupa’a birçok program devreye sokacak. Ami’ye sahip olmak istiyorsanız, elektronik mağazalarından veya Citroen bayilerinden edinebileceksiniz.Fransa’da direkt olarak almak istiyorsanız 6 bin sterlin civarında fiyatı var; ayrıca 2400 sterlin depozitoyla birlikte 48 ay kiralamak da mümkün.


Ami ile Londra’nın kalbinde Westminster’de buluştuk. Karşımızda çelikçerçeve etrafında boyanmamş plastikleri olan bir araç çıktı. Ön ve arkapanaller üretim maliyetinden tasarruf etmek adına aynı. Hatta kapılar bile aynı. Sürücü kapısı, her ne kadar tamamen tersi olsa da Rolls-Royce gibi arkaya monte edilmiş. Diğer kapı ise öne monte edilmiş. Daha fazla maliyet tasarrufu için Ami’ler, PSA’nın Fas fabrikasında üretiliyor.

Ön tekerlekler, 8 HP’lik elektrikli motordan güç alıyor. Citroen’de tabanda 5.5 kWh’lık küçük bir batarya var. Küçük batarya, üretimde daha az karbon ayakizi demek ve Ami’nin çevreci özelliklerinden biri de bu. Yine de 70 km menzil sunmak için yeterli kapasitesi var.

Dikkat çekici bir görünümü var; önü ve arkası aynı duruyor. Sadece tavan ve cam gibi farklı yüzeyler, ışıklandırmaların (önde beyaz, arkada kırmızı) renkleri var. Böylece aracın hangi tarafının neresi olduğunu anlayabiliyorsunuz. Normal hatchbacklere göre daha yüksek. Bu yüksek sürüş pozisyonu şehir içi için harika. Bu sayede diğer araç kullanıcıları sizi küçümsemiyor. Büyük panoramik camlı tavan sayesinde içerisi ferah ve aydınlık.

Yüksek koltuk ve alçak bel hizasıyla görüş açıları harika. Bu da önemli bir özelliği. Dört köşeyi de rahatça görüyorsunuz. Park etmek çocuk oyuncağı.

İçerisi iki uzun insan için yeterince geniş ve büyük. Kabin minimalist ve bu harika. Sadece basit tek bir fan var ve bir saç kurutma makinası gibi çalışıyor. Isıtıcı buharı önlüyor ve kabini kış günlerinde tolere edilebilecek bir sıcaklıkta tutuyor. İç dikiz aynası yok. Bunun yerine dış dikiz aynalarını kullanıyorsunuz. Herhangi bir sorun yok. Koltuklar kalçanız ve sırtınızdaki minderlerle basit plastik çerçevelerden oluşuyor.

Pratik kauçuk paspaslar ayaklarınız altında ve arkanızda küçük bir
saklama gözü var (bagaj yok). Ayrıca önde de eşyalar için bir göz ve
küçük bir dijital ekran bulunuyor. Burada sadece hız, elektrik menzili ve toplam kat edilen kilometre var. Zaten tüm ihtiyacınız olan da bu.

Kabinde akıllı telefon için de bir yer var; ayrıca şarj için bir giriş var ve Ami akıllı telefon uygulaması ile canlı bilgiler alabilirsiniz. Yani telefonununuz aslında bilgi-eğlence sisteminiz oluyor; Google Maps zaten herhangi bir araç içi sistemde daha iyi iş yapıyor.

Camlar, 2CV tarzı kapak gibi açılıyor. Bu sayede daha büyük kapılara ihtiyaç duyulmamış ve içeride daha geniş bir alan elde edilmiş. Ami’de birçok 2CV izi var. Bu araç minimalizm, hafiflik, eğlence ve aykırılık üzerine kurulu. Ama şunu unutmayın 2CV küçük bir araç ve gerçek bir şehir otomobili değildi.

Eski moda anahtarlar büyük plastik kapıları açıyor. Bir başka anahtar aracı çalıştırıyor. Vites seçimleri paneldeki D, N ve R harfleriyle yapılıyor.

Hızlanma yeterince canlı ve onun maksimum hızına hiçbir otomobil o kadar çabuk çıkamaz. Zaten bu hız sadece 45 km/s ve uzun sürmüyor.

Hızlanma yeterince canlı ve onun maksimum hızına hiçbir otomobil o kadar çabuk çıkamaz. Zaten bu hız sadece 45 km/s ve uzun sürmüyor. Londra’da turladık ve birçok kişinin hemen dikkatini çekti. Nereye giderseniz gidin insanlar gülümsüyor ve el sallıyorlar. Bu böyle bir araç. Ami’yi kullanarak iyi hissediyorsunuz.

Menzil konusunu idare etmek zor değil. Ami’yi gören gençler daha önce Porsche’de yaşadıklarımızdan daha fazla heyecanlandılar.

Ami’yi evdeki prizden şarj ettik. Zaten hızlı şarj gibi karmaşık sistemlere sahip değil. Tam olarak şarj olması 3 saat sürüyor. Tek şarjla 70 km yapmak mümkün görünüyor ve şimdiye kadar kullandığımız elektrikli araçlar arasında iddia edilen menzili yapabilecek tek araç gibi görünüyor.

Ami trafikte olmakla herhangi bir sıkıntı yaşamıyor. Sadece yüksek hızdaki otoyollarda yavaş hissediyorsunuz. Çoğunluğu şehir içinde kullanılacak bir araç için 45 km/s oldukça yeterli. Büyük ve camlı bir go-kart gibi hissettiriyor.
Yanları açık Twizy’den daha farklı ve adeta sürüş sizin içinizi ısıtıyor. Sert bir sürüşü var ve direksiyon yavaş olsa da hassas. Hafif olmasıyla birlikte son derece çevik bir araç ve bu onu eğlenceli yapıyor. 40 km/s’nin üzerine gürültülü oluyor ve motor, yüksek devirdeki elektrikli bir mikser gibi sesler çıkarıyor.

Geleceğin şehir içi mobilitesi böyle mi olacak? Avrupa şehirleri için güzel ve Amerikalar mutsuz olsa da onlar için de bir örnek olacak. En başta şehir içi ulaşımda bize yardımcı olabilir. Bir zamanlar içten yanmalı motorlu araçlar şehir için uygun olanlar diye düşünülmüştü; tramvaylar ve bisikletler küçük görüldü. Ama şimdi politikacılar otomobillere karşılar. Bisiklet yeni ulaşım tanrısı oldu. Covid sonrası bu daha da şiddetlendi.

Elektrikli araçlar da bunun yanıtı değil. Sadece emisyon sorununu çözüyorlar. Tesla veya bir Zoe, şehir içerisinde bir Ford veya Toyota kadar yer kaplıyor. Ağır elektrikli araçlar aynı zamanda lastik ve frenlerinden de partikül bırakıyorlar. Banliyöler için iyi olabilir ama kalabalık şehirler için uygun değil.

Belki de bisikletin sade zevklerine kendimizi bırakmalıyız; ya da elektrikli scooterlar ve elektrikli bisikletlere sarılmalıyız. Yarının şehir içi ulaşımında onların mutlaka yeri olacak. Ama bir tavan, gerçek bir koltuk, ısıtıcı, müzik gibi konfor arayanlar hala bir otomobil veya otomobil gibi bir şeyler isteyecekler. Ami bu noktada çekici olabilir. Elbette şehir içi ulaşımın yanıtı değil ama bir parçası olabilir.

Citroen bir zamanlar diğer otomobil şirketlerinden farklı olarak yeni süspansiyonlara, yeni yönlendirme ve frenleme sistemlerine, yeni aerodinamik çözümlere ve hatta motora öncülük etmişti. Yine de ana akım otomobil
endüstrisi tüm bu gelişimleri reddetti. Ne yazık ki çoğu müşteri de öyle. Belki de yine herkes Citroen’in bu yaptığını reddedecek.Ama belki de bu kez öyle olmaz.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu